1001 Masal

1001 Masal adı ile yayın hayatına başlayan sayfamız firaz.net altında masal köşemizde devam etmektedir.

Çocuklar için masallar, tarihi kahramanlarımız ve hikayeler yer almaktadır

Dünya ders kitaplarında Türkiye ve Türkler!

Aşağıda dünya devletlerinin tarih kitaplarında türkler üzerinde geçen metinler..

Anlamadığım bu devlet her ay düzenli olarak her ülkedeki büyük elçilerimize tonlarca maaş ödüyor. Onlar o aldıkları paraların haklarını oralarda yaşayan türk vatandaşlarını aşağılayarak mı ödüyor dersiniz?

görmüyorlar mı bize yapılan hakaretleri..

ABD en fazla dış borcu olan ülke

Dubai World'ün 26 milyar dolarlık borç ödemesini 6 ay ertelemek istemesi, dünyanın en borçlu ülkelerin hangileri olduğunu da akıllara getirdi.
Dünya Bankası'ndan elde edilen verilere göre; ABD tam 13 trilyon dolarla en fazla dış borcu olan ülke.

Dünyanın en borçlu ülkeleri açıklandı.
Yirmi devletin yer aldığı sıralamada ABD tam 13 trilyon dolar borçla lider konumda.
Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki DubaiWorld'un geçen Hafta borçlarını erteleme talebinde bulunması, borsalarda dalgalanmalara neden oldu.

Peygamber efendimiz döneminde minare var mıydı?

Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi İsviçre’de yaşanan minare yasağına yine iğneyi kendini batırarak yaklaştı.

Eygi Almanya’da yaşanan ezan tartışmasından yola çıkararak minare tartışmasını ele aldı.Eygi minarenin İslam’da farz olmadığını, Hazreti Muhammed döneminde minare bulunmadığını söyleyen Eygi şunları söyledi: “İsviçre'deki minare yasağının İslâm'a hiçbir zararı olmaz. Minare farz değil, vâcib değil, Sünnet değildir. Peygamberimiz zamanında (Salat ve selam olsun ona) minare mi vardı? Minare yoktu ama müezzinlerin pîri Bilali Habeşî hazretleri vardı. Bilal ezan okurken yer gök sarsılırdı.”

Genelkurmay :Aktütün görüntüleri yalan !

Genelkurmay Başkanlığı İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Gürak, 14 Ekimde bir gazetede yer alan görüntülerden birinin Bayraktepe' ye 125 km uzaklıktaki Kandil bölgesine, Aktütün'ün 1 kilometre yakınında olduğu belirtilen diğer iki görüntünün ise yaklaşık 20 km uzaklıktaki Keritepe'ye ait olduğunu bildirdi.

Aktütün görüntüleri tamamen yalan...

Genelkurmay, Aktütün baskınında ihmal olduğu iddiasını öne süren Taraf Gazetesi'nin kullandığı fotoğrafların bölgeye ait olmadığını açıkladı

İŞTE GENELKURMAY'IN YALANLADIĞI GÖRÜNTÜLER

Milletvekili maaşları

Eğitimini yönlendirebileceğiniz bir torununuz olursa kendisini doktor, mühendis, avukat falan olmaya değil, ya milletvekili ya da futbolcu olmaya yönlendiriniz. Boşu boşuna kafayı okullarda okuyarak törpüleyip beynini eskitmesine gerek kalmaz.

İş: T.C. de Milletvekilliği
Sosyal haklar:
Ayda 9,5 milyar TL maaş
2 yılda emeklilik hakkı
Emekli olunca ömür boyu ayda 6 milyar TL maaş
Yılmaz Dağdeviren, emek vermiş, zaman ayırmış, ter dökmüş “tuzu kuruluğun kıyaslanabilir tablosunu” çıkartmış,

Sizin de bilginiz olsun.

Kesin, bir kenara koyun.

Ülke Norveç:

Lozan anlaşmasında ingilizlere terk ettiğimiz Çanakkale!

İşte Lozan gerçeği. "Türk anıtları neden diğerlerine oranla küçük yapılmış?" sorusunun cevabı da burada gizli...

Lozan'da Çanakkale şehitlerini İngiliz'e teslim etmiştik

İsviçre, Lozan masasını verecek kimse bulamayınca bize hediye etti. Eh artık anlı şanlı bir müzede sergileriz nasıl olsa. Üzerindeki mürekkep lekelerini -tabii hâlâ duruyorsa- çocuklarımıza mikroskopla gösterip bu masada nasıl bir zafer destanı yazıldığını filan anlatırız gururla. (Kimse sormaz ama bana kalırsa masanın konulacağı en uygun yer, İsmet İnönü'nün mezarı veya Pembe Köşk'ün bir salonudur.)

Şimdi lütfen yandaki fotoğrafa dikkatle ve ibretle bakın. Ne görüyorsunuz? Birkaç genç kız, askerlerimizin önüne atılıyor ve çiçek veriyor, değil mi? Güzel.

Mimar mı kasap mı? Henry Prost

İçine düştüğümüz krizlerde memlekete turizm geliriyle nefes aldırmak mümkündü ama... Ama İstanbul, İstanbul gibi kalsa...

İstanbul`un nazım planlarını çizen Fransız Mimar Henry Prost`un Saraçhane Unkapanı arasındaki Türk eserlerini nasıl tırpanladığını, Bizans eserlerini ortaya çıkarabilmek için kubbe minare bırakmadığını (1941-42) anlatmıştık. Gelelim diğer semtlerdeki vukuatlarına...

İthal mimar Vatan Millet ve Fevzipaşa Caddelerine öyle bir hat çizer ki adeta tarih biçer. Sadece 56-57 yılları arasında 54 camiyi yıktırır. Dozerlerin insafına terk edilen hamamların, tekkelerin, sebillerin, çeşmelerin hesabı yapılmaz. Eğer Prost`un kinine hedef olan eserlerden tek tek bahsetmeye kalksak kitap olur, özet geçmekte yarar var.

İthal Neron Henry Prost

İstanbul`u planlayan Fransız`ın beş marifeti: `Tarihi eserleri yıkmak, antik merkezi yapılaşmaya açmak, gecekonduya teşvik, raylı sisteme ket vurmak ve şehir içine sanayi kurmak...



Yıl 1950... Dünya kentleri arasında bir güzellik yarışması yapılır. İstanbul da adaylar arasındadır. Ama yöneticilerimiz sıralamaya gireceklerine bile inanamazlar, zira şehir harap ve perişandır. Yolları henüz Arnavut kaldırımıdır, ortalıkta at arabaları, faytonlar, hamallar dolanır. Kadınlar galvaniz kovalarla su taşır, sokak aralarında çocuklar haykırır. Düşünebiliyor musunuz arsalarda hayvanlar otlar, mahalle aralarında bostanlar ve bostan kuyuları vardır. Vapurlar kömürlüdür, nakliye mavna ve takalarla sağlanır. Osmanlının muhteşem günlerinden kalma eserler şirin ama bakımsızdır. Mezar taşları yosun tutmuştur, kubbeler yıkık, minareler kırıktır. Söyleyin şimdi bu şehrin, cetvel caddeli modern hemcinsleri yanında ne kadar şansı vardır? Uzatmayalım yarışma neticelenir ve İstanbul en yakın rakibine (Rio de Janeiro`ya) fark atarak birinci olur, bizimkiler şaşırır kalır!

Zamanı ama...

Adnan Menderes kimdi, Apo kimdir?

Bu iki ismi yan yana koymaktan utanç duyuyorum ama neylersin ki, son günlerde PKK yandaşları işi o kadar ileri götürdüler ki, İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilen, 40 bin insanın ölümüne, pek çok köyün, mezranın boşaltılmasına, 300 milyar dolar yani, 300 katrilyon paranın harcanmasına çocuk, kadın, yaşlı, genç insanımızın Türk-Kürt ayırımı yapmadan katline neden olan bir cani için, Türkiye’yi bir baştan bir başa savaş alanına çevirdiler.
Pekala Adnan Menderes kimdir?

Dinle ilgili yalan haber nasıl yapılır?

15 yıllık gazeteci Yüksel Göktürk, Vatan Gazetesi'nde çalıştığı dönemde kurmaca haberlere nasıl gittiğini ve neler yaşadığını yazdı. Göktürk'ün aktardıkları bu kadarına pes dedirtti.

Bir kısım medyanın düzmeceden ibaret haberleri herkesin malumu. İnsanların ibadet etmesine bile tahammül edemeyen medya, ya yalan haber silahına sarılıyor ya mübalağa bombasına.

Sahte Kuran basıp dağıtıyorlar

Bunu gormezlikten gelemezsiniz ve
gonderebileceginiz herMusluman'a gonderiniz.

Yeni AMERIKAN Kur'ani (tovbe ha$a): Tehlikeli tuzak yeni Kuran
Kuveyt'te "The True Furkan" (Dogru Kur'an) adi altinda
basilmaktadir.
Seytanin ayetleri olarak aciklanmaktadir ve Al-Furgan haftalik
magazini
arastirmalarinda iki Amerika basim sirketi olan "omega" ve "Wine
Press" in
"the True Furgan (Dogru Kur'an)" ve "the 21st Century Quran"
(21. Yuzyil Kur'ani) adi altinda basimlari yaptiklari ortaya
cikartilmistir.

Mührün zalimin eline verildiği ülke Hindistan

İngilizlerin Hindistan’daki din politikası, başından beri mücadele bilincine sahip müslümanlara karşı hinduları desteklemek olmuştur. Üst kastlara mensup hindular da müslümanların etkisinin kırılması açısından İngilizlerle işbirliğini tercih etmiş ve özellikle 1793’te çıkan toprak kanunu uygulaması çerçevesinde müslümanlara ait araziler üst kastlara mensup hindulara dağıtılmıştır.

Hindistan’da binlerce yıldır devam eden kast sistemi, insanlık tarihinin kaydettiği en kötü düzenlerden biridir. Kuzeyden gelip Himalayaları aşarak Hindistan’a egemen olan ve burada kast sistemini inşa ettikleri kabul edilen Aryanlar, Alman ırkçılığının diline doladığı üstün ırk masalının kahramanları olan Arî ırk mensupları olarak kabul edilir.

Kast sistemi ya da din kılıfında zulüm

Kast sistemi hindu inancının temel esaslarından biridir ve bu inancın en tepesindeki rahipler ve onlarla işbirliği içindeki soylular tarafından zorbalığın din kılıfına sokulmuş şeklidir. Bu sistemi kurgulayanlar dört ana kast tespit etmişlerdir. Buna göre her doğan çocuk gözlerini ana-babasının kastına, yani onun sosyal ve meslek sınıfına mensup olarak açar ve bunu asla değiştiremez.

Üstad Necip Fazıl'ı 79 yaşında cezaevine koyacaklardı

Bugün Necip Fazıl Kısakürek'in 27. ölüm yıldönümü. Ünlü şairin avukatı Muhammet Emin Özkan, Üstad'ın 79 yaşında hasta hasta cezaevine konulmaya çalışıldığını anlattı. Mahkemenin bilirkişi raporuna rağmen Necip Fazıl'ı 'Sultan Vahidüddin' adlı kitabından dolayı 1,5 yıl hapse çarptırdığını belirten Özkan, cezayı 8 ay ertelettiklerini, bu süre içinde şairin vefat ettiğini söyledi.

Ünlü şair-yazar Necip Fazıl Kısakürek'in ölümünün üzerinden 27 yıl geçti. 25 Mayıs 1983'te hayata gözlerini yuman Kısakürek'in hüzün dolu son yıllarını avukatı Muhammet Emin Özkan Zaman'a anlattı. Necip Fazıl'ın 6 yıl avukatlığını yapan Özkan, büyük şairin ömrünün mahkemelerde geçtiğini söylüyor. Hayatı boyunca birçok hastalık ve davayla mücadele eden Kısakürek, ölmeden önce oturduğu evin tahliyesi için ev sahibinin, işyeri ve Büyük Doğu Yayınları'nın tahliyesi için işyeri sahibinin açtığı davalarla uğraşmış. Ünlü şairi en çok sarsan ise İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde Sultan Vahidüddin adlı kitabı sebebiyle açılan ceza davası olmuş. Bilirkişi raporu kitapta "Atatürk'e hakaret yoktur." dediği halde 1,5 yıl hapse çarptırılan Necip Fazıl, 8 aylık ceza erteleme süresinde vefat etmiş.

Gizlenen Ayasofya'nın Tapusu

Fatih Sultan Mehmet’in 1453’te İstanbul’u fethettikten sonra Ayasofya’yı kendi üzerine mal varlığı olarak geçirdiği ortaya çıktı

BAŞBAKANLIK Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, devletin tapu kayıtlarında Ayasofya’nın tapusunu bulduklarını açıkladı. Yusuf Beyazıt, Ayasofya’nın mal varlığının “Ebulfetih Sultan Mehmet” adına olduğunu kaydederek “Orijinal tapuya ilk kez ulaştık. Çok heyecanlandık” dedi. Ayasofya’nın asırlardır süren tartışmaların aksine, tarihte iddia edildiği gibi, hiçbir zaman Hz. İsa, Hz. Meryem ya da Kutsal Ruh gibi “Nam-ı Müstear” veya “Nam-ı Mevhum” denilen, şu anda hayatta olmayan ruhani varlıklar üzerine kayıtlı olmadığı da orijinal tapu kaydının ortaya çıkmasıyla kesinleşti.

Dünya üzerinde Abdülhamid Han'ın izleri

Zamboanga neresi, Yıldız Sarayı neresi?

Filipinler'de Mindanao adasında, halkının tamamı Müslüman olan bir yerleşim yerinin ismidir Zamboanga.

Burada Taluksangay adını taşıyan bir cami, Müslümanlara bu topraklardaki köklerini hatırlatırken, turistler için de uğranmadan geçilemeyecek şirin bir mekân. Kapısındaki kitabeye bakılırsa 1885 yılında yaptırılmış. Tahmin ettiniz: Abdülhamid'in buraya gönderdiği yardımlardan bu cami de nasibini almış durumda. Kubbesinde ve minaresinde bulunan hilal, hilafetin gölgesinde bulunduklarını gösteriyor.

Hint Okyanusu'na uzanalım şimdi de: Seylan'dayız. Ve Seylan'da Müslümanların medar-ı iftiharı olan Hamidiye Mektebi'nin önünde toplanmış öğretmen ve öğrencileri görüyoruz eski bir fotoğrafta. İsimleri yazılı altında: Samir'ler, Muhiddin'ler, Enis'ler, Selim'ler... Hepsi Abdülhamid'e (veya bu kitabın okurlarına) ta oralardan ve zamanın içinden selam ediyorlar. Okul halen faal ve ismi Hameedia Boys' School'dur.