Dink duruşmasında ilginç itiraflar

Agos Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink`in öldürülmesine ilişkin dava ileri bir tarihe ertelenirken duruşmada birbirinden ilginç itiraflar geldi.

Agos Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink`in öldürülmesine ilişkin dava ileri bir tarihe ertelenirken duruşmada birbirinden ilginç itiraflar geldi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink`in öldürülmesine ilişkin görülen dava ileri bir tarihe ertelendi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi`nde bugün görülen duruşmada, Yasin Hayal ve Erhan Tuncel`in de aralarında bulunduğu 7`si tutuklu 8 sanık hazır bulundu. Duruşmaya gelmeyen cinayet zanlısı Ogün Samast ile ilgili Kandıra F Tipi Cezaevi`nden mahkemeye gönderilen raporda, `yapılan doktor muayenesinde depresyonel tanı konulduğu ve Samast`ın Kocaeli Devlet Hastanesi`ne kaldırıldığından duruşmaya gönderilemediği` belirtildi.

Duruşmada Erhan Tuncel`in tanığı olarak dinlenen Emniyet Amiri Ercan Demir, `Bu olayı ilk tespit eden benim` dedi. Erhan Tuncel`le yardımcı istihbarat elemanı olarak çalışıldığını kabul eden Demir, Hrant Dink ile ilgili bilgi kendisine ulaştığında vakit kaybetmeden ilgili yerlerin uyarıldığını söyledi. Demir, `İstihbarat bilgisi, kesinleşinceye kadar duyma bilgidir. Bilgi netleştiğinde ilgili yerlere bildiririz. Bu olayı ilk tespit eden insanlardan biriyim. O kadar tedbir aldığınız halde hiç olumsuzlukla sonuçlanan bir olay olmadı mı? Nice bürokratımızın, valimizin başına onca olay geliyor` diye konuştu.

Erhan Tuncel ile cinayetin ardından görüştüklerini ifade eden Demir, `Cinayet nedeniyle Tuncel gözaltına alındığında TEM`deki elemanlara bizim istihbarat elemanımız olduğunu söylemedim. Bir kimse cezası neyse çeker`` dedi. Ercan Demir, ``Hrant Dink ile ilgili Yasin Hayal ve arkadaşlarının istihbaratını herhangi bir cinayet mi, siyasi bir cinayet istihbaratı olarak mı değerlendirdiniz?`` sorusuna ise, `Dink, Türkiye`de tanınan önemli bir kişi` yanıtını verdi. Polis memuru Muhittin Zenit`in Trabzon`dan ayrılmasının ardından Hrant Dink cinayetiyle ilgili istihbarat çalışmalarının devam ettiğini belirten Demir, Dink cinayetiyle ilgili Yasin Hayal konusunda resmi bir bilgi ve belgenin olmadığını kaydetti. Yasin Hayal`in dönem dönem takip edildiğini, yapılması gereken çalışmaları yaptıklarını söyleyen Demir, ``Sonuçta böyle bir olay gerçekleşse bile biz gerekli çalışmaları yaptığımıza inanıyoruz. Bütün Trabzon bu cinayeti konuşacak ve ben bunu duymayacağım. Bu mümkün değil`` şeklinde konuştu.

Erhan Tuncel`i doğru bilgi verip vermediği, diğer kişilerle bir teması olup olmadığı konusunda istihbaratçı da olsa dinlediklerini ifade eden Demir, Tuncel`i olaydan önceki görüşmelerinde okulunu bitirmesi, ailesini ihmal etmemesi konusunda insani olarak uyardığını kaydetti. Demir, Ogün Samast`ın adını ise televizyonda duyduğunu söyledi.

Dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç de, Dink cinayetiyle ilgili Erhan Tuncel`den aldıkları bilgileri rapor ettikten sonra 17 Şubat 2006`da İstanbul Emniyet Müdürlüğü`ne bildirdiklerini söyledi.

Zaman zaman jandarmayla bilgi paylaştıklarını belirten Dinç, `Somut delillerimiz olsaydı paylaşırdık` dedi.

Engin Dinç, Yasin Hayal`in Erzurum`da da faaliyetlerde bulunabileceği konusunda istihbarat birimlerini uyardıklarını ifade ederek, Hrant Dink hakkında koruma talebinde bulunmadıklarını, bu konuda yetkili olan birimin İstanbul olduğunu söyledi. Dinç, Dink ailesinin `Hrant Dink`in öldürülmesiyle ilgili istihbarat önemli midir?` sorusuna ise, `Evet önemli bir istihbarattır. Öyle görmeseydik rapor edip yazmadık` şeklinde yanıt verdi.

Dinç, Erhan Tuncel ile ilk bağlantıyı sağlayan kişinin polis memuru Muhittin Zenit olduğunu söyleyerek, Erhan Tuncel ile yaptığı görüşme sırasında Ramazan Akyürek`in emniyet müdürü olduğunu belirtti. Erhan Tuncel`in eksik bilgi vermesi nedeniyle bu görüşmenin yapıldığını, konuyu müdürüne aktardığını ve cinayet olduğunda Afyonkarahisar`da görev yaptığını anlatan Engin Dinç, Dink`in öldürüleceğini başka kaynaklardan duymadığını söyledi. İstihbaratın yüzde yüz her şeyi bilemeyeceğini ifade eden Engin Dinç, `Benden sonra da mutlaka gerekli çalışmalar yapılmıştır arkadaşlarımız tarafından` dedi. Dinç, İstanbul emniyetinin konunun gereğini yapıp yapmadığı sorusuna ise, `Ben onu değerlendirmek istemiyorum. Arkadaşlarımızı suçlar tarzda ifade vermemi istiyorsunuz. Ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını düşünüyorum. Benden yargı belirtmemi istiyorsunuz` diye yanıtladı. Eylem bilgisini aldıklarında ortada bir suçun değil, yakın çevreyle paylaşılan bir planın olduğunu anlatan Engin Dinç, rahibin dövülmesi olayıyla ilgili bilgisinin olmadığını, bu konunun kayıtlara geçmediğini belirtti. Engin Dinç, cinayetin işlenmesine neden olan boşluğun kimden kaynaklandığı yönündeki soruya ise, `Bunu değerlendirecek kişi ben değilim. İstanbul`da olup biteni bilemem. Kendi içimizde gerekli çalışmaları yapmışızdır diye düşünüyorum` yanıtını verdi.

Müdahil avukatı Kezban Hatemi de, darp edilen rahibin Cizvit tarikatı üyesi olduğunu, inancı gereği şikayette bulunmadığını belirterek, savcılığın da direkt olarak soruşturma başlatmadığına dikkat çekti. Duruşmada, Hatemi`nin sözleri üzerine Yasin Hayal ile Erhan Tuncel`in tebessüm ettikleri gözlendi.

Yasin Hayal`in babası Bahattin Hayal ise, McDonald`s`ın bombalanması olayından 2 gün sonra polislerin evine geldiğini ve eşiyle birlikte Terörle Mücadele Şubesi`ne götürüldüğünü söyledi. Burada Yahya Öztürk`ün odasına alındığını belirten Bahattin Hayal, `Yasin ve Yasin gibilere bu ülkenin ihtiyacı olduğunu, bu ülkenin bayrağının yere düştüğünü söyledi. Burada bana telefondaki Muhsin Yazıcıoğlu`nun fotoğrafını gösterdi. Ayrıca Kur`an`ı göstererek, `Biz buna göre çalışırız` dedi` diye konuştu. Bu konuyla ilgili bilgi vermek için Trabzon`da savcıya gittiğini ve konuyu anlattığını belirten Bahattin Hayal, `Bu olay sana sıkıntı verir. Başına iş açılır denildi. Bu görüşmeden 2 ay sonra başka bir savcı tarafından çağrıldım. Eski ifademi devam ettirip ettirmediğimi sordu. Şikayetçi olmadığımı, sadece bu konunun irdelenmesini istediğimi söyledim` diye konuştu.

Erhan Tuncel`i tanımadığını da söyleyen Bahattin Hayal, `Onu sadece mahkeme koridorlarında gördüm. Bana `Amca rahat ol. Yasin`e gerekirse Elazığ Akıl Hastanesi`nden rapor alırız` dedi. Yasin iyi bir çocuktu. Erhan`ı tanıdıktan sonra döndü. Yasin`in parası olmazdı. Silah alacak parası yoktur` dedi.

Yaklaşık 10 saat süren duruşma, 26 Ocak 2009 tarihine ertelendi.

13 Ekim 2008
İHA

Konular