Boşnak Müslümanlar, hayatla bağlarını sıkı tutuyor

Sırpların, dünyanın gözü önünde 1992'den 1995 yılına kadar tarihin ender gördüğü katliamlardan birisini gerçekleştirdiği Saraybosna, Avrupa'nın göbeğinde son asrın en büyük savaş gazisi olarak hayatını sürdürüyor. Ümitsizliğin genlerinde bulunmadığı Boşnak Müslümanlar, travmasını üzerinden atamadıkları soykırıma rağmen hayatla bağlarını sıkı tutuyor.

Fatih Sultan Mehmet tarafından 1463 yılında fethedilen ve Osmanlı'nın 15. yüzyılda egemen olduğu Saraybosna, bayındırlık faaliyetlerine girmesinin ardından Avrupa'nın en büyük Türk kenti olarak adlandırıldı. Saraybosna, bu özelliğini halen sürdürmektedir. Bosna Hersek'in başkenti olan Saraybosna, Miljacka Nehri üzerinde yer alırken etrafı da dağlarla çevrili şirin bir ülke. Saraybosna'nın adı Osmanlı Devleti fethetmeden evvel Vıhbosna'ydı. Osmanlı zamanın da Bosna Saray ya da Saray Ovası olarak adlandırılırken, simdiler de Bosnakça olarak Sarajevo Türkçe olarak Saray Ova şeklinde anılmaktadır.

Tarih boyunca önemli hadiselere imza atan Saraybosna, 1914 yılında 1. Dünya Savaş'ının başlamasına sebep olarak gösterilirken, 1984 yılında ise, Kış Olimpiyat Oyunları bu kentte gerçekleştirilmiştir. Ayrıca şehir, Bosna Savaşı sırasında dünya modern savaş tarihindeki en uzun kuşatmaya maruz kalmıştır.

Osmanlı Devleti tarafından 1878 yılında imzalanan Berlin Anlaşması'yla Avusturya- Macaristan yönetimine bırakılan Bosna, 1918 yılında Sırbistan'a bağlandı. 2. Dünya Savaşı'nda 1941-1945 yılları arasında Alman uydusu Bağımsız Hırvatistan Devleti'nin işgalinde kaldı. 1. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan Yugoslavya devletinin bir parçası oldu. Devlet Başkanı Tito'nun ölümü ve Sovyetler'in parçalanması, bu yapıyı da böldü. Slovenya, Hırvatistan, Makedonya ve Bosna Hersek ardı ardına bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bosnalı Sırplar, Bosna Hersek'ten ayrıldıklarını ilan ettiler. Sırplar, kendilerine fazla miktarda toprak kazandırmak için Bosna Hersek'te etnik arındırma çalışmalarına başladılar. Saraybosna'yı kuşatarak Bosna'da etnik bir soykırıma girişen Sırplar, dünyanın gözü önünde Nisan 1992'den Eylül 1995'e kadar Bosna'da tarihin ender gördüğü katliamlardan birisine imza attı.

Bosna Hersek'te toplan 4 milyon 60 bin kişi yaşarken, Federasyon Cumhuriyetin'de 2 milyon 330 bin Boşnak yaşıyor.

Bosna Hersek'te, Boşnakların evi dörtgen çatılı, Hırvatların evi iki çatılı ve Sırpların evi iki çatılı ve dikine olduğu için kolayca ayırt edilebiliyor. Para birimi Convertible Marka kısaca

KM olarak adlandırılıyor. 1 Amerikan Doları 2 KM'ye eşdeğer. Savaştan yeni çıkmış bir ülke olarak bu kadar gelişmesini takdir ediyoruz..
Tünel ev..

Saraybosna'ya uçağımız iner inmez Muammer adında bir rehber bizi karşılıyor ve ilk önce Sarajeva Ilıca Semtinde bulunan 1949 doğumlu Bayram Kolar adlı kişinin yanına götürüyor. Bayram Amca'nın evi havalimanı yakınında bulunuyor. Kendisi evde yok. Kapıyı savaşın yorgunluğu halen yüzünde okunan oğlu Ediz açıyor. Evlerinin altına 800 metre uzunluğunda bir tünel yapmış Boşnaklar. Tünelin genişliği 1 metre, 1,40 veya 1,60 metre yüksekliğinde. Bu tünelin yapımı 6 ayda tamamlanıp sadece kazma kürek kullanılmış, binlerce Bosnalı Müslüman tünelin yapımında çalışmış ve şehit düşmüşler. Tünelin yapımında Bayram Amca'nın eşi de eline bir sürahi alarak çalışanlara su ikram etmiş. Anladığımız imece usulü harika bir çalışma yapmışlar. Savaş süresince bu tünelden 2 milyona yakın kişi gelip geçmiş. Dar ve sadece tek kişinin geçebileceği bir tünel inşa edilmiş. Bayram Amca'nın oğlu Ediz, babasının şu anda evde olmadığını belirtiyor ve ekliyor Allah korusun bugün yine öyle bir şey olsun düşünmeden evimizi tekrar bu şekilde açar ve elimizden gelen ne varsa yapardık diyor. Ediz rahmetli Ali İzzetbegoviç'i bu tünelden kendisinin geçirdiğini söylüyor

Ediz, dağlarda bulunan nişancı ve topçu Sırpların uzun süre bu tünelin varlığından habersiz olduğunu belirterek; "tünelin kazılırken buradan çıkan topraklar çuvallar ile taşındı. Bu süre içerişinde Sırplar buraya ateş ettiler ama çok şükür ki burayı vuramadılar. Tünelin yapılış amacı abluka altındaki Sarayevo'dan çıkan insanların Sırp keskin nisancılarının atış menzilinden uzak tutmaktı" dedi.

Savaşın sonlarına doğru Sırpların bu tüneli fark ettiklerini ifade eden Ediz; "bu tünel savaşın kaderini belirleyen unsurlardan birisidir. Savaşın sonlarına doğru Sırplar burada bir tünel olduğunu fark etti. Sırp keskin nisancıları ve topçuları daha sonra bu tüneli bombalamaya başladılar. Tünelin çoğu su anda çökmüş durumda bulunurken, tünel pistin altından geçtiği için savaş sonrası buraları doldurduk" şeklinde konuştu. Ediz, tünelin Türkler, Almanlar, Hırvatlar ve Slovenyalılar tarafından ziyaret edildiğini söylüyor.

Tünelin olduğu civar da savaş esnasında 187 bin Boşnak ve 30 bin civarın da Sırp öldüğü söylenirken, Bayram Amca'nın evinin altında bulunan bu tünelin yanı sıra burası kazılırken kullanılan eşyalar, çalışanların giysileri, mermi kalıntıları, yaralıların taşındığı sedyeler ve sandalyeler sergileniyor. Bosna'nın ilk altın zambak desenli bayrağı da burada sergilenirken, tünelin sadece 15 metrelik bölümü ziyaretçilere gezdiriliyor.

Tünelin bulunduğu evden çıkarak Ediz'e Allah'a Ismarladık diyoruz ve Saraybosna Milli Parkı olan İgmadağı eteklerinde bulunan 127 dönüm arazi üzerine kurulu yere gidiyoruz. Burada dağdan gelen buz gibi tertemiz su ve suyun içerisinde bulunan ördek ve kazları görüyoruz. Bosna Nehri'nin kaynağının buradan aktığını ve 365 kilometrelik bir yolculuktan sonra Hırvatistan'daki Sava Nehri ile buluştuğunu ve ardından Adriyatik Denizi'ne döküldüğünü öğreniyoruz.
Mostar'ın görkemi

Bosna Hersek'e gidilir de Mostar Köprüsü görülmez mi? Mostar Köprüsü Bosna-Hersek Cumhuriyeti'nin Mostar şehrinde bulunur ve Neretva Nehri'nin üzerinde 1566 senelerinde Osmanlılar zamanında Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar Hayruddin tarafından 456 kalıp taş ve yapım harcında yumurta ve keçi kılı kullanılarak inşa edilmiştir. Köprü tek kemer üzerine, iki ayak arası 28,59 metre genişliğinde ve hilal şeklinde olan köprünün yüksekliği 20, genişlik 4,05 metredir.

Bu köprüye Bosna Hersek'te başlayan iç savaş sırasında 1992 yılında Bosna'da yasayan Sırplar tarafından ilk saldırı düzenlendi. Bir sene sonra 11 kasım 1993'te Hırvat tankları bu köprüye daha büyük bir saldırı düzenleyerek köprünün tamamen yıkılmasına sebep olmuştur. Köprü yüzyıllarca Bosna'da hoşgörü ve kültürel çeşitliliğin sembolü olurken, Boşnak ve Hırvat halklarını birbirine bağlıyordu. Köprünün yıkılması Mostar'ın çok uluslu mirasının reddedilmesi anlamına da gelmektedir. Savaş sonrasında İngilizler, yıkılan köprünün yerine geçici olarak demir bir köprü kurmuşlardır.

Konular