İzmir'i Ermeniler yaktı

İzmir, 15 Mayıs 1919'da Yunan kuvvetlerince işgale maruz kalmış, bu arada birçok yerli halkla beraber, kışlarlında acı sonu gözlemleyen Türk askerimizde kılıçtan geçirilmiştir.

Yerli Rum ve Ermeni halkımız işgali büyük bir sevinç ve neşe ile karşılamış, o güne kadar kardeşane bir şekilde yaşadığı Türk komşularına karşı hasmane bir tavır sergilemişlerdir. 3 sene 3 ay 24 gün bir esaret hayatından sonra Türk ordusu, 30 Ağustos 1922 Başkumandanlık Meydan Savaşından sonra, bozguna uğrattığı Yunan ordusunun ardından 9 Eylül’de İzmir’e, Türk halkının büyük neşe ve sevinç çığlıkları içinde girdi, Hükümet konağına ay yıldızlı bayrağımızı çekti.

Hatırlayacağınız üzere, Konak Meydanında genç, gözü pek, ölümü hiçe sayan gazeteci Hasan Tahsin Bey, meydanda ilerleyen Yunan birliğine elindeki tabanca ile ateş açmıştı. Bu zatın, bu gün “ilk kurşun” deyimi ile Konak Meydanındaki heykelinden, bize seslenerek diyor ki: “Ben, bu güzel vatan için, koskoca bir düşman birliğine karşı çıktım, siz yurttaşlarımdan da aynı şekilde düşmanlarınıza karşı koymanızı istiyorum.” İşte, 88 yıl evvel bu genç gazeteci, bizden böyle bir cesaret, beraberlik ve kardeşlik beklemektedir.

Ama ne yazık ki, daha onun kanı kurumadan, naaşı toprak olmadan, güzel İzmir’imizin en mutena kısmının yanmasını önleyemedik. Bu yangını kimler çıkardı ve neden? Aşağıda, ileri süreceğim belge ve bilgiler ışığında yangını kimlerin çıkardığını izah etmeye çalışacağım.

Yangını söndürmek için olay mahalline koşan itfaiye teşkilatı müdürü Sırp asıllı Gres Koviç yaşadıklarını şöyle anlatmaktadır: “Yangın mahalline geldiğimiz de, ellerinde silahlarla birçok Ermeni, hem hortumlarımızı kestiler, hem de ellerindeki silahları üzerimize tevcih ederek çalışmalarımızı sekteye uğrattılar.”

O zamanda limanda bulunan Fransız Donanması komutanı Amiral Dumesnil, hükümetine çektiği telgrafında “Ben İzmir yangının da Türklerin suçlu olmayacakları kanaatindeyim. Somut şahitler, Türklerin şehir de düzeni sağlamak ve yağmayı ortadan kaldırmak amacını sağlamıştır. Rum ve Ermeni mahallelerinde çok miktarda yanıcı ve patlayıcı malzeme depoları vardı. Bu durum Türk yağmacılara atfedilmeyecek bir organizasyonu gösteriyor” diyor.

Yangının kimler ve neden çıkarıldığı hususu bu iki tarafsız kişinin beyanından açıkça anlaşılmıyor mu? Kaldı ki, İzmir Kent Müzesi Müdürü tarihçi Oktay Gökdemir, yaptığı yerli ve diğer ülkelerin arşivlerindeki belgelerinde İzmir yangınını Ermenilerin çıkardığını ispat ettiğini ifade etmektedir.

Bu kadar açıklamalara rağmen, bazı yazarlarımız, Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya romanındaki bir pasajındaki, “İzmir yangınını 1. Ordu Komutanı Nurettin Paşa çıkarttırmıştır” ifadesinden yola çıkarak Ermenileri aklamaya gayret etmektedirler. Ne kadar acı ve ne kadar utanç verici bir yaklaşım. Hani, Hrank Dink’in ölüm yıldönümlerinde bazı aklı evvellerin hiç sıkılmadan, hiç utanmadan ve hiç kaygılanmadan hep bir ağızdan “Biz de Ermeni’yiz” demeleri ne kadar yakışık alırsa, bu gibi tarihi gerçekleri görmezden gelenlerde o kadar yakışıksızdırlar.

Biz de Atatürk’ün “NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE” ifadesinden o kadar gurur duyuyoruz. Çünkü biz Türkoğlu Türk’üz!

Konular