davet

Davet Devrelerinde Iki Safha

Peygamber (S.A.S.) Mekke'de birbirini takip eden iki devr e geçirmiştir. Bunun birincisi talim ve terbiye, fikir ve irade hazırlığı, ikincisi de davet ve mesai... Birinci devrede fikirleri şahıslarda canlandırmak ve bu fikirler etrafında halkı kitleleştirmek, İkinci devrede ise, bu fikirleri hayat ve mücadele­sine tatbikle cemiyeti ileti götürecek bir kuvvet haline getir­mektir. Zira tatbik edilmeyen fikirler çıplak birer bilgiden iba­rettir. Bu malûmatın kitaplarda ve kafalarda kalması arasında bir fark yoktur, çünkü bir yerde hapsedilmiş demektir.

Davete Karsi Mukavemet

Resul ü Ekrem, Islâmın Peygamberi olarak gönderildiği zaman halk onu ve dine davetini birbirlerine söylemekte idiler. Bu işe en ehemmiyet veren Kureyşliler idi. Çünkü işin bida­yetinde onunla alâkadar olmamışlar ve bu işin dedikodusu pa­pazların ve filozofların gayretlerinden ileri gidemez, insanlar son raddeye geldikleri zaman ecdadının dinine dönecekler, kanaatında bulunmuşlardır. Bunun için bidayette ondan korkup kaçmamışlar, ona muhalefet etmemişler ve toplu bulundukları yerde Muhammed önlerinden geçtiği vakit, bu; Abdümuttalib'in oğludur, göklerden kendisiyle konuşulandır, derlerdi.